fırlak

fırlak
1. منتفخ [مُنْتَفِخ]
Anlamı: dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
2. منفوخ [مَنْفُوخ]
Anlamı: dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık
3. ناتئ [ناتِئ]
Anlamı: dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık

Türkçe-Arapça Sözlük. 2015.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • fırlak — sf., ğı Dışarı doğru fırlamış, çıkmış, çıkık Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu.. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elmacık kemiği — is., anat. Yüzün yanakla göz arasında bulunan, az çok çıkıntılı bölümü Badik Ahmet in elmacık kemikleri, fırlak, tombul yanakları kıpkırmızı oldu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hiddetlenmek — nsz Kızmak, öfkelenmek Hiddetlendi. Fırlak ve al yanakları titremeye başladı. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lokma gözlü — sf. Fırlak, patlak gözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DOMANİÇ — Kambur. Tümsekli, fırlak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”